KESTİNİZ İNCİR AĞACIMI...

Hikayemize bekleme odasında devam edelim mi?


ne yapayım anne kestiniz incir ağacımı..




Yine zor zamanlardan biriydi  yok olsam dediğim zaman dilimindeyim.Yorgundum  ve yahut üzgündüm. Ne hissettiğimi bile kestiremiyordum. Yeşilimsi gözlerim doldu yine .Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı düşündüm. Gitmek istiyordum lakin fakat öylece kapıyı açıp kaçamazdım sorunlarımdan. Şu an için bu 4 duvar arasında kendi hayatıma vede başkalarının hayatına dokunmakla meşgul olmalıydım... Düzeliyor zamanla her şey ama eksiliyor insan, yoruluyor tek başına  mücadele etmekten.İnsanlara olan güvenin bitmiş ,boş konuşana tahammülün kalmamış oluyor. Hastayım belki ama bunlarda geçiyor,düzeliyor zaman zaman ; geçmeyen şey ise.... sen zaten çoktan başka birine dönüşmüş oluyorsun...ben yokmuşum........sahi ben kimdim...
sen kimsin yolunu kaybetmiş....Geçmez dediğin ne varsa geçti .iyiyiz böyle sanırım. hatırlıyor musun ılıman bir hava  vardı. çok acıktırmıştı açık hava bizi . ben yemek yapayım en lezzetlisinden. mesela balık  ya da en acılısından bir çiğ köfte? olur mu ?Ya da her ikisini ne  dersin:) iyi o zaman başla çiğköfte yoğurmaya..biz sofraya ne zaman oturduk ne zaman yedik bilemedim.ne de güzel yedik..ne yedik öyle...iyi yedik ama:) sonra balkon sefası yapalım. ben çay yaparken  yerimizi de hazırlamıştın. sonra laptoptan film de açalım mı?izlerken ben uyuya kalsam.. gözlerimi açtığımda film çoktan bitmişti. sonra tam hayallere dalmışken ben de yarattığın o müthiş travma ile ("teyze bir şey mi .dedin...) diye söyleminle tümüyle bir canımı daha kaybetmiş oldum:):))) kamyon çarpmış gibi oldum...yaaa öyle işte .yazarken bile halen o anı yaşayıp göbek fıtığı olacakmışım gibi karnım ağrıyor:)
her yanıma geldiğinde ....ve ben sana  her sarıldığımda son sarılış son bakış  gibi sarılmıştım...çünkü vardın ama bir o kadar sonsuza kadar yoktun.
  büyük insanın iki kalbi vardır; biri kanar ,biri tahammül edermiş,hiç kimse yüreğinde büyüttüğünün gözünde küçülmesini istemezmiş.. Ama oldu işte. bir hiç olarak artık  anılarımda bile silmek durumunda bıraktın. Bitiremeyeceğin savaşı başlatmayacaktın. Şayet iyileştirdiğimiz herkes, bir gün sizi hasta edecekti. Babaannem derki; Kim gerçekten sevdiğini eften püften nedenlerle dünlere huzurla uğurlayabilir? ki, varsayalım uğurladık, döşeğinde ne kadar huzurlu uyuyabilir ki?eften püften değildi ,sana yol çizerken halen eski yola kaçışların beni çileden çıkarmıştı. yani yolunu kaybetmiş arkadaşım eşek sudan geldiğinde dayak bitmiştir. eden edeceğini  çoktan etmiş oluyor. gelen gelmiş ,giden yoluna gitmiştir. Yutsam yutamazsın,kussan kusamazsın,Hazımsız lokmaya nasıl yurt olsun ki? avurt... Keremati bilmeyen kefareti haydi haydi hak etmiştir.

saat 18.20...Bay Levo hasta yatağında mutlu musun. tehdit yaratacak hiç bir durumun kalmayınca hayatın çekilmez bir hal aldı sanırım. halen bir ömür boyu beni koruyacağına sözler verirken yoğun bakım odanda sana sahiplik eden biriyim.. şu hayatın cilvesine baksana...kaza geçirmene sebep olanlar çoktan öldü. sen de en az benim kadar dirayetli çıktın Azrail meleğine karşı. biz buna ölüm meleği deriz siz ne dersiniz bilmiyorum ama senin söyleminle Tanrı senin ölmene de müsaade etmedi. bütün kemiklerin kırıldığında , tüm vücudunda et parçaları dağıldığında seni toplamak bana kaldı.. Ameliyata girdiğinde senin tüm haline vakıf olmak için bende o ameliyata girmiştim. Çaresiz doktorlar bir taraftan seni yap boz gibi toplamaya çalışıyor , bende bir taraftan atan kalbini ritmiyle geçmişe dalıyordum. kalbin normal seyrinde attıkça bende mutlu oluyordum. daha yaşayacak çok acılı günlerin olacaktı.. yaşamalıydın Levo...kalp atışların  nabzın sıfıra indiğinde doktorlar bile seni terk etmek istediklerinde bu sefer ben tehdit oluşturup işlerine devam etmelerini istemiştim. " ölmemelisin Levo ölmeyeceksin " diye bir kaç kez bağırdığımı hatırlıyorum... çünkü ölüm senin için kurtuluş olacaktı. ben şuan dualarımla buna müsaade etmeyecektim. eminim doktorlar benim kim olduğumu sorguluyorlar bir taraftan burada olmamam gerektiğini söyleyip mırıldanıyorlardı   ...ve Çok acil bir şekilde açık kalbini kapatmak zorundaydık.bir kaç doktor daha eşlik etti ameliyatına,hatırladığım en özel an ne biliyor musun?. Kalbini çıplak elle dokunmak istedim, azıcık da olsa vicdan zerreleri kalmış mı diye.. bak işte Levo kalbin elimde ,seni öldürecek güçte bile değilim. elimde sıkmak istiyorum ama nafile , seni koruyan güç Rabbim'in isteği doğrultusunda olacaktır. ,ölüm Allah'ın taktir ettiği zamanda gelecektir sana. kendi iç sesim dışarıya vurmuş olacak ki"zerrin hanım bir foto alalım" dediğimde herkes dona kalmıştı.... :)))doktorların surat ifadelerini korkularını görmeliydin...:) kalbi bırakıp lütfen devam edin diyip, baş ucuna geçtim. Doktorlar" iyi misiniz lütfen dışarı çıkın,,kötü görünüyorsunuz demelerine bile aldırış etmemişken Robert ameliyathaneye hemşire ile girdi..serum takmak istediğini işaret etti  .  üst taraftaki aynaya baktığımda kanım çekilmiş gibiydi. kolumu uzattım ,elimin üzerine  serum taktı ve diğer elimi elleriyle avuçlarının içine alarak güçlü olmak zorundasın der gibi  ara sıra stark sein stark sein diye mırıldanıyordu....nabzın çok kötüydü,benim ise ayakta duracak halim yoktu.   çaresiz halin bile heybetliydi, kulaklarımda emir kiplerin hiç gitmiyordu. sanki yattığın yerden bile bizlere yön vermeye çalışıyordun. doktorlar bile senden korkarak çalışıyordu...bağırmaya başladım.. " Hadi acele edin hızlı olun diye ...senin kız versiyonun ben ,onları tedirgin etmeye yettim vede hızlandılar....saat 21:12.Mumya gibi görünüyorsun Levo... nabzın yavaş ..senin kalbinle birlikte ilk kez benim nabzımda 60 ,62 oranında atıyor... yoğun bakımdasın şu an.. bende tam karşı odanda bu satırları yazıyorum.. Ailenin haberi yok olan bitenden... çok sevdiğin yaverin kapıda... senin için gözyaşı döküyor.....şimdi beklemedeyiz... sana yalvarmıştım Levo..ben seni sevebilirim,bunda bi problem yok. sen beni seversen,orantısız güç kullanmış olursun. bu yüzden yalvarırım beni sevme "demiştimmmm....kim bizim aşığımız ,kim bizim celladımız bilemeyeceğiz...22:36... hadi Levoo...

hadi gözlerini aç....uyanman lazım... söz verdiğin gibi beni koruman lazım... bende çocuklarına söz verdim...verdiğin üzüntüler   ve aldığın ah lar bir cam parçasından  daha keskindi Levo.. dönüp dolaşıp üzerine basacağını söylemeyi unuttum......



Previous
Next Post »
6 Yorum
avatar

Duygular o kadar gerçek ki isimlerin yabancı olmasından dolayı tereddüde kapılmasam, yaşadıklarını yazdın diyeceğim... Şu an Levo'nun odasının karşısındaki odadan mı yazıyorsun diyeceğim... Çok etkileyiciydi gerçekten. Yüreğine sağlık.

Yanıtla
avatar

Hayal gücümü cok fazla zorlamış olmalıyım. bende yaşar gibi anlattım. ama bunalrı kesinlikle yaşamak istemezdim.. senaryo çok acı çünkü...teşekkür ederim yorumun için...

Yanıtla
avatar

Güzel ve ekileyici bir hikaye olmuş elinize sağlık.Yalnız ben sondan başa okumak durumunda kaldım ;)

Yanıtla
avatar

Teşekkür wderim de sebep ne ki?😀

Yanıtla
avatar

Anasayfa dan girdim önce son yazınızı okudum sonra diğerlerini 😊

Yanıtla
avatar

Teşekkür ederim. Beğendiyseniz ne mutlu bana😊

Yanıtla

Umarım gününüz güzel geçer:)