
Yıl 2005.. Kırmızı yanak ve benim hikayem..yada sadece benim öyküm dersem daha doğru olur...
onu ilkkez mühendislik kantininin çardaklarında görmüştüm. Allah'ım.. boy post endam ,ten rengi ve en önemlisi yanakları kırmızı kırmızı al al ..:))tam benlik...boy post dediysek 1,68 boy, çelimsiz zayıf bir adamdan bahsediyorum arkadaşlar :))ne yapalım renkler zevkler meselesi. ben daha önce hiç tatmadığım bir duyguyu ilkkez bu kadar yoğun yaşatan adam...sen daha önce nerelerdeydin...insan yanlız bir kez böyle hissedermiş.. bunuda boylelikle anlamış oldum..yüreğime ne ağır geldin sen öyle...
sevme icraatını çok beceremeyen ben... bi şekilde ona ulaşma yollarını bulmalıydım..artık hayatımda kırmızı yanak ve de ben vardım..hayatımın merkezine ne ara oturdun sen delikanlı..
Amacıma bi şekilde ulaşabilmek için bir çok girişimlerde bulundum tabi...Kırmızı yanak makine mühendisi 2. sınıf öğrencisi idi. Önce okulunu ve arkadaşlarını keşfe çıkmıştım..hemen hemen bütün bilgileri elimdeydi bilmediğim tek birşey vardı...sevdiği olup olmadığı...
ama bu zaman zarfında da benim ne uyku düzenim ne hayat akışım ne arkadaşlarımla vakit geçirme gibi tüm sosyal yaşamsal aktivitelerim sona ermişti..Dedim ya ... adamın haberi yok , ben onu hayatımın merkezinde saklıyorumm:)Aslında benim kişiliğim bu tür maceralara uygun bir yapıya sahip değildir. O yüzden sınırlarımı bilip, kendi kişiliğimden onurumun ve gururumun zedelenmesine her ne haltsa işte ona meyil vermemeliydim......İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar da ederi vardır derim... ve hayat çizgimi belirlerdim..ona göre hareket ederdim...
işte yine kantinde.. yine aynı havayı soluyoruz..Allah' ım bu yolun sonunda , ya kendime gelecem, ya da kendimden geçeçem.....canımı bu kadar nasıl yakabiliyosun geceli gündüzlü...Aslında ayarı yok muş bazı acıların... Gece de ağrıyor, gündüzde... yazında sızlıyor kışında....Şakamı bu... lütfen şaka diyin biriniz.
kırmızı yanak ayağa kalktı ,kantindeki müzik kutusuna doğru ayaklandı..her adımıyla birlikte kalbimde ritim tutmaya başlamıştı..:)kalbimin sesini bastıramıyordum... bu çok büyük yüktür.. aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak eylemi...ve bir şarkı seçip ,parayı kutuya bıraktı... ve o şarkı çalmaya başladı.. seksendört ölürüm hasretinle.... ölme hakkımı kullanmak istiyorum...:))
Cahit Zarifoğlu derki "Akılmdan çıkmıyorsun dedim, Başka türlüsünü, yorgunum anlatmaya..."
sevgilisi yok gibiydi... yada varmıy dı... olsa görürdüm...kesin ya.. aklım karışmıştı..:(iyiceden iyice..
Her hayal , hayat duvarında gelecek adına bir tuğla koymaktı... Önce hayalini kurmalıydım, sonra bu hayale adım adım yürümek ve yahut koşmam lazımdı... Hayallerim imkansız olsa dahi elimde kalan o küçük huzur parçaçıkları bana yeterdi..Yıldızlara uzanamam ona sahip olamam belki ama , bir avuc çamurda elde etmezsin..(Piyonun not defteri...nisan 2015).SONRA NE Mİ OLDUU....
11 Yorum
blog keşif etkinliğinden geldim, takibe aldım, bana da beklerim tatlım
Yanıtlahttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
Hee, eveet?! Sonra noldu? Olmas ki ama böyle... :/ Devamı ne zaman?
YanıtlaBu arada yazının başındaki animasyona bayıldım.
Sevgiler...
Hosgeldiniz;)
YanıtlaTesekkur. Ederim begeniniz icin..elbette katilirim zevkle;)£
YanıtlaDevamida var elbett
tam&bir rezillik
)teşekkür. Ederim bu arada;)
Yanıtlane oldu gerçekten? lütfen güzel şeyler olsun... sevgiler...
Yanıtlahttp://bahartanricasi.blogspot.com.tr/
Bende guzelseyler olmasi&icin elimden geleni yapcam
) sevgiler
Yanıtlaonu da sonra anlatırsın bu blogda daha çok sayfa var
Merakla devamını bekliyoruz. Allah bir ömür mutlu etsin inşallah
YanıtlaMutluluk hic görmeyen birine doğayı resmetmesini istemek gibi birsey
) Tesekkur ler
YanıtlaYaa bu yazının devamı var mıı??
Kırmızı yanağın hikayesi çok sevimli geldi kulağıma 
Yanıtlaevet bu yazının devamı var ben bu aralar bu yazıyı tamamlamaya çalışacam
)
YanıtlaUmarım gününüz güzel geçer:)